Guillian Barre Sendromu Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi, Testi

Guillian Barre Sendromu Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi, Testi
GİRİŞ

Guillian Barre sendromu, bağışıklık sisteminin bir hata sonucu beyin ve omuriliğin dışında bulunan sinir ağına saldırdığı bir nörolojik bozukluktur.

Son derece nadir görülen bu vaka 100 bin kişiden sadece 1 ile 2 kişide saptanan bir sendromdur. Hastaların büyük bir kısmı kısa süre içinde sağlıklarına kavuşabilir. Hastalığın tekrar kendini gösterme oranı ise oldukça düşüktür. Bazı hastalarda ağır bir şekilde seyretmesi nedeniyle guillian barre sendromuna yakalanan kişiler yüzde 4 ile yüzde 7 oranında hayatını kaybeder.

Guillian Barre Sendromunun Nedenleri Nelerdir?

Guillian Barre sendromunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle sendroma neden olan faktörler üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir. Guillian barre sendromu özellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde daha sık görülür.

Bazı rahatsızlıklardan sonra sinir hücrelerinde değişim meydana gelir. Bağışıklık sistemi bu değişimleri tehdit olarak görür. Bu durumun meydana gelmesi pek çok hastalığa bağlı olabilir. Bu hastalıklardan bazıları soğuk algınlığı, mide virüsü ve grip gibi daha hafif seyredilen rahatsızlıklardır. Aynı zamanda korona virüs ve zika virüs gibi daha ciddi tehlikeleri bulunan hastalıklar da bunu tetikleyebilir. Bazı aşı ve ameliyatların da bağışıklık sistemi tarafından tehdit olarak algılandığı bilinmektedir.

Guillian Barre Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Guillian Barre sendromunun belirtileri şu şekildedir:

  • Parmak ve bileklerde karıncalanma, uyuşukluk gibi hislerin yanı sıra iğne batırılması acısının yaşanması,
  • Bacaklar başta olmak üzere vücudun üst tarafına yayılan bir zayıflık ve güçsüzlük halinin hissedilmesi,
  • Şiddetli sinir ağrılarının yoğunlaşması,
  • Yürüme sırasında dengesizliğin meydana gelmesi,
  • Merdiven çıkarken zorlanma durumlarının yaşanması,
  • Konuşma esnasında çeşitli bozuklukların görülmesi,
  • Çiğneme ve yutma gibi hareketlerde zorlanma durumunun yaşanması,
  • Gözleri hareket ettirememe sorunların görülmesi,
  • Çift görme gibi olağan dışı sorunların ortaya çıkması,
  • Özellikle gece vakti daha şiddetli hale gelen ağrıların yaşanması,
  • Kramp atakları şikayetinin baş göstermesi,
  • İdrar yapma sorunlarının başlaması,
  • İdrarını tutamama gibi şikayetlerin başlaması,
  • Hipotansiyon ve hipertansiyon gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkması,
  • Kalp atışında çeşitli bozuklukların yaşanması,
  • Solunum sıkıntısının yaşanması,
  • Kan pıhtısı oluşturması gibi belirtiler guillian barre sendromunun göstergeleridir.

Guillian Barre Sendromu Testi Nasıl Yapılır?

Guillian Barre sendromunun testi yapılmadan önce tıbbi geçmişe bakılır. Hastanın tıbbi geçmişine bakıldıktan sonra testlere başlanabilir. Bu sendrom genel olarak felç şeklinde ayak ya da elde kendini gösterir. Bu kısımlarda başlayan felç durumu vücudun diğer yerlerine doğru yayılmaya başlar. Ayrıca bu sendroma yakalanan kişilerin yaklaşık yüzde 50’lik bir kısmının yakın bir dönem içinde grip ya da boğaz ağrısı gibi şikayetlerde bulunduğu belirlenmiştir.

Guillian barre sendromuna dair uygulanan üç test bulunur. Bu testler sinir ileti hızı, elektromiyografi ve beyin ile omurilik sıvısı değerlendirilmesidir. Sinir ileti testi ile iletilerin siniri kat etmesinin ne kadar sürdüğüne bakılır. Elektromiyografi testinde kast liflerinin elektriksel aktivite açısından hangi değerde olduğunun ölçümü yapılır. Beyin ve omurilik sıvısı değerlendirme testinde protein değerleri ölçülür. Test yapılırken bir iğne yardımıyla omurların arasına girilerek sıvı çekilir.

Guillian Barre Sendromu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Guillian Barre sendromunun tedavisi kesin olarak mevcut değildir. Bununla birlikte kullanılan bazı yöntem ve metotlar hastalığın daha hafif atlatılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda ilaç desteği sağlanarak ağrıların hissedilmemesi sağlanır. Plazmaferez iyileşme sürecine destek olunması amacıyla sıklıkla kullanılır. Bu yöntem kullanılırken ilk olarak vücuttan kan alınır. Daha sonra plazma kısmı kan hücrelerinden ayrı bir yere konur. Plazmadan ayrıştırılan bu kan hücreleri vücuda tekrar yerleştirilir. Bu sayede bağışıklık sistemindeki antikor miktarı azaltılmış olur.

KAYNAK: UŞAK HABER