Türkiye’de milyonlarca çalışanın merakla beklediği esnek çalışma modeli ile ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. Ankara’da toplanan Çalışma Meclisi, esnek çalışma modelini masaya yatırdı.
Bu model, işçi ve işveren ilişkilerine yeni bir soluk getirecek ve çalışma saatlerine esneklik kazandırarak, çalışanların hayatını kolaylaştırmayı hedefliyor. Peki, bu model hangi sektörleri kapsayacak ve kalıcı olacak mı? Tüm çalışanların merak ettiği konunun detayları haberimizde.
SEKTÖREL UYGULAMA VE AVANTAJLAR
Salgın döneminde uzaktan çalışma oranı %1’den %78’e fırladı. TİSK’in verilerine göre, Türkiye’deki her 10 çalışandan 4’ü evden çalışma imkanına sahip ve bu, çalışan nüfusun %30’u için mümkün. Çalışanların %73’ü ise evden çalışmanın iş-özel hayat dengesini sağladığını düşünüyor.
Esnek çalışma modeli, özellikle hizmet sektöründe yaygınlaşacak gibi görünüyor. Beyaz yakalılar başta olmak üzere, mavi yakalı çalışanlara da uygulanabilirliği tartışılıyor. İmalat, sanayi ve lojistik gibi planlama gerektiren sektörlerde ise dikkatli bir geçiş süreci gerekecek.
Esnek çalışma, çalışanların sabah 8’de başlayıp öğlen 3’te bitirebileceği veya sabah 10’da başlayıp akşam 5’te sonlandırabileceği bir mesai düzeni sunuyor. Bu durum, trafik sorununa çözüm getirebilir ve çalışanların mental sağlığını iyileştirerek iş verimini artırabilir.
YASAL SÜREÇ VE GELECEK ADIMLAR
Hükümet, seçim beyannamesinde ve 12. Kalkınma Planı’nda esnek çalışma modeline yer verdi. İş kanununda yapılacak değişikliklerle, bu modelin yasal zemine oturtulması planlanıyor. İşçi ve işveren sendikaları, akademisyenler ve kamu otoritesi, mevzuatın düzenlenmesi için çalışmalarını sürdürüyor.
Esnek çalışma modelinin yaygınlaşması, çalışma hayatında yeni bir dönemi başlatacak. Bu dönem, çalışanların iş ve özel hayatlarını daha iyi dengelemelerine olanak tanıyacak ve Türkiye’nin dijitalleşen dünyadaki yerini sağlamlaştıracak.