Murat Dağı'nda çevre mücadelesi devam ediyor
Murat Dağı Yok Olmasın Platformu sözcüsü Funda Öz Akçura, Halk TV'de Gözde Şeker'in sunduğu "Yeni Bir Sabah" programına konuk oldu.
Akçura, Murat Dağı'nda planlanan altın madeni projesinin bölge ekosistemine ve su kaynaklarına yönelik ciddi tehditleri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
EKOLOJİK DENGENİN BOZULMA TEHLİKESİ
Akçura, Murat Dağı'nın 500 km²'lik bir alanı kapsayan altın madeni projesinin, bölgenin su kaynakları için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Porsuk ve Gediz nehirlerinin doğduğu, aynı zamanda Menderes ve Sakarya nehirlerinin ana beslenme alanlarından biri olan bu bölgede maden açılması, Ege bölgesinin yeraltı ve yerüstü sularını ciddi şekilde etkileyebilir diyen Akçura, "Siz buraya madeni kurduğunuzda, Ege bölgesinin yeraltı ve yerüstü sularının dibine dinamiti koymuş oluyorsunuz," diyerek durumun ciddiyetini ifade etti.
Platform sözcüsü, 2017'den beri sürdürdükleri mücadeleyi anlatırken, özellikle Kütahya ve Gediz'deki yerel halkın direnişini övdü. 2019'da Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) dosyasının Bakanlık tarafından onaylanmasının ardından, İzmir, Eskişehir, Kütahya ve Uşak belediyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa açtığı davayı kazandıklarını belirtti.
HUKUKİ MÜCADELEDE SON GELİŞMELER
Akçura, maden şirketinin vazgeçmeyerek 2022'de revize edilmiş bir ÇED dosyasıyla yeniden başvurduğunu açıkladı. Bu yeni başvuruda şirket, ilk ÇED dosyasındaki bazı "hataları" düzelttiğini iddia etti ve siyanür kullanımından vazgeçildiğini belirtti. Ancak Akçura, "Siyanür bunun en masum kısmı. Siyanüre gelene kadar biz zaten yaşam alanlarımızı, suyumuzu ve suyu yaratan unsurları kaybedeceğiz," diyerek projenin temel sorunlarının devam ettiğini vurguladı.
Platform, geçen yıl Bakanlığın ÇED dosyasını askıya çıkarmasının ardından 10 gün içinde yaklaşık 10.000 itiraz dilekçesi topladı. Bu yoğun tepki sonucunda Bakanlık, şirketin ÇED dosyasını reddetti.
Kaynak:Uşak Haber